Herbetiz bultan ya kodek!

Pazartesi, Mayıs 19

Woody Allen - Love And Death final sahnesi

-Bak! Bak bu Boris. Boris! Boris, ne oldu?
-İhanete uğradım.
-Nasıl?
-Bilmiyorum. Bir hayal gördüm. Bana affedileceğimi söyledi ve beni vurdular.
-Sen harika bir aşıktın.
-Çok teşekkürler. Minnettarım ama izninle, ben ölüyüm.
-Neye benziyor?
-Neye mi benziyor?
-Tresky’nin restoranında yediğimiz tavuğu hatırlıyor musun?
-Evet. -
Ondan daha kötü.
-------------------------------------------------------------
-Tresky’deki tavuktan daha kötü.
-Hayat, devam etmeli. Parlak güneşin son ışıkları çok yakında yerini karanlığa bırakacak ve akşam olacak. Her yer buğdayla kaplanacak.
-Buğday mı dedin?
-Buğday.
-------------------------------------------------------------
-Buğdaymış. Ben ölmüşüm onlar buğdaydan söz ediyorlar. Hayat hakkında bir tek şey öğrendim. İnsanlar, beden ve akıl olmak üzere ikiye ayrılıyorlar. Akıl; bütün asil emelleri kucaklıyor. Şiir gibi, felsefe gibi Ama bütün zevki beden yaşıyor. Bence en önemli şey, acımasız olmamak. Eğer, Tanrı varsa onun kötü biri olduğunu sanmıyorum. Bence onun hakkında ancak temelde pek başarılı olmadığını söyleyebilirsiniz. Her şeye rağmen, ölümden daha kötü şeyler var. Eğer bütün bir geceyi bir sigorta satıcısı ile geçirirseniz, ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Buradaki püf nokta, ölümü bir son olarak görmemektir. Bence onu, tüm masraflarınızın tamamen bittiği bir nokta olarak görmelisiniz. Aşkı düşününce ne diyebiliriz ki? Seksüel ilişkide önemli olan sayısı değil kalitesidir. Ama diğer yandan sayısı sekiz ayda birin altına düşerse o ilişkiyi kesinlikle gözden geçiririm. Evet, söyleyeceklerim bu kadar. Hoşça kalın. Ve Woody Allen, Azrail’le dans ederek uzaklaşır…

http://www.youtube.com/watch?v=MUFAWzX_Eqg

Hiç yorum yok: