Herbetiz bultan ya kodek!

Cumartesi, Mayıs 28

Doktor Yok Mu Doktor?

Sıhhat önemli tabiî. Ben küçükken çok sağlıklıydım. At gibiydim hiçbir şey olmazdı bana. Hatta -biraz sakat bir cümle ama- sağlıksızlık durumu biraz garip gelirdi. Bir dedenin "Anamanamanamanam!" diyerek kalkması baya garipti mesela. Dümdüz kalkıyorsun işte ne varki? Böyle her şeye alerjisi falan olan insanları hiç anlayamazdım. "Aman hava soğuk evladım zaatüre olacan." diye çocuğunun peşinde koşan teyzeler çok garip gelirlerdi. Zaatüre falan ayrı dünyadan bir varlıktı yani. Yalnız sık sık sakatlanırdım. Vücuduma toplamda 50'den fazla dikiş atılmıştır. Öyle yaramaz bir tip değildim ama biraz maldım galiba. Mesela merdivenden atlama yarışı yapıyorduk. Atıyorum 10. basamaktan en aşşağı atla, sonra çık 9. basamaktan atla, koş koş 8. basamaktan atla diye devam ediyor bu yarış. Basamak sayısını 1'e indirip 1. basamaktan da atlayınca bitiyor. Bu işlemi en hızlı tamamlayan kazanırdı. Ben gel 10 atla 9 atla 8 atla derken 2. basamaktan atlarken bacağımı kırdım. Dediğim gibi biraz mallık var. Haydi sakatlık mantıklı tamam görüyorsun vücutta kocca bir hasar var ama hastalık gözle görülmediği için ve ben pek hissetmediğim için bir garip gelirdi bana. Kış hastalıklarını da nadiren yaşadığım için bana eğlenceli bir değişiklikti kış hastalıkları. 4-5 kışta bir nezle olmak hoşuma giderdi. Değişiklik işte. Normalden farklı hissediyorsun falan...
Bu yüzden de hayatım boyunca sağlığıma hiç dikkat etmedim. Oyun oynamak haricinde hiç spor yapmadım. Banyo yapıp sokağa çıktım, sağlıksız tüm yiyeceklere abanmaktan hiç çekinmedim, terli terli su içtim.
Son bir senedir yaşadıklarıma bakalım: Diş eti çekilmesi, şeker başlangıcı, boyun-sırt-bel-ense ağrıları ve gastrit.
Ortadaki dişimin köküne dilimle dokunabiliyorum, düşmesi an meselesi olmalı. Aşırı karbonhidratlı beslenmekten (sabah simit, öğlen börek, akşam pide) vücudum şeker üretmesine gerek kalmadığı kanaatine vardı. Boyun-sırt-mırt belli zaten çağın hastalığı. Bilgisayar karşısında geçen uykusuz her gecenin sonucu. Bir de şimdi gastrit baş gösterdi. Aşırı stresten doğan sevgili hastalık midemin kendi kendisini öğütmesi halinde ilerliyor. Şiddetli karın ağrıları, siyah sıçmak ve sürekli bir "bürb"leme hali de (dedeler gibi hani) hastalığımın belirtileri. İnsan sağlığının kıymetini bilmeli arkadaş. Geçen süre zarfında bunu öğrendim. Valla bakın sağlık çok önemli.

Hani biz acı çekmeden durduğumuz yerde durabiliyoruz ya. Ya da işimize/okulumuza normalce gidebiliyoruz ya. İşte o normal olan değil. O ekstra iyi, ekstra güzel bir durum. Acı çekmeden oturabilmek, yürüyebilmek falan büyük şans. İnsan ancak o durumun altına inince farkediyor.

Peki şimdi ne yapıyoruz? Şimdi hep beraber sigarayı bırakıyoruz, bitki çaylarına falan abanıyoruz, haftada 1-2 arkadaşlarla basket oynamaya, pislete binmeye, halı sahaya ya da spor salonuna gitmeye başlıyoruz. Sabaha kadar bilgisayar başında oturmalara son veriyoruz. Orada iş yapan ya da ders çalışanlar olarak da her saat başı 5-10 dakikamızı küçük ısınma hareketleriyle molalandırıyoruz.
Hepinizi çok seviyorum hayalet okurcum. Kendinize dikkat edin monşer. Karnım daha az ağrıyor merak etmeyin. Alnınızdan öpüyorum.


Dişeti çekilmesi temsili fotoğrafı: Bob Dylan
Sağlıklı yaşam temsili fotoğrafı: Allen Ginsberg, tanımadığım kel adam ve William Burroughs (Muzır Neşriyat Kuruluna göz kırpan bir bakış.)
Halı saha temsili fotoğrafı:Kadir İnanır

Hiç yorum yok: