Herbetiz bultan ya kodek!

Cuma, Haziran 17


Bugün odamı anlatmaya karar verdim. Anlatmadan evvel de tepedeki krokiyi çizdim.
Sağ alttaki koyu yeşil şey kapım. Kapıdan girince karşınıza yatak çıkıveriyor. Solunuzda beliren grilik bir gömme dolap. Kırmızı olan yuvarlak da aslen bir yemek masası olan çalışma masam. Solda beliren iç içe iki farklı kahverengi de şöyle oluyor: Altta koyu kahverengi olan çok eski bir müzik seti. Dedemden kalma bir alet. Üç parçadan oluşuyor: Eski kocaman bantçalarlar, (bkz. alttaki görsel) radyo ve plakçalar. Çalışan tek parçası bantçaları. O yüzden üzerine bir kütüphane koymakta sakınca görmedim. Küçük olan açık kahverengi bir kütüphane. Onun da üzerinde benim müzem duruyor. Gerekli gereksiz topladığım her şey kütüphanenin üzerinde. Manu Chao'nun imzası, taş koleksiyonum, dedemden kalma 50 yaşında içki şişeleri, su kabağı, vuvuzela, arkadaşlarımın evimde unuttuğu her şey, bardak altlığı koleksiyonu, cricket çakmak koleksiyonum vs. Yatağımın yanındaki altın rengi kare de komidin. Aslında beyaz renkli. Üzerinde kahve makinesi var. Masamın yanındaki lacivert ince şey de bir pencere Ne yazıkki kendisi apartman boşluğuna bakıyor. Apartmanın bütün mutfaklarıyla göz gözeyiz. Birisi balık malık yapınca da offf. Odam bir pis kokuyor sormayın.

Evde biraz bant kaydı buldum. Bir tanesinde Çerkez Kızı diye bir türkü vardı. Geri kalanlar da İngilizce eğitim kayıtlarıydı. Bir ara dedem İngilizce öğrenmeye karar vermiş sanırım.

Hiç yorum yok: