Herbetiz bultan ya kodek!

Cuma, Şubat 4

Ben, Ece, Tuba yürüyorduk. Yürüdük ve Eski Beyrut'a girdik. Eski Beyrut'ta 1.5 tl'lik 4 bira içtik. Sonra mekanı İTÜ İnşaat terkler bastı. 3 taneydiler. Erkektiler, belliki heteroseksüeldiler ama birbirleriyle seksi dansediyorlardı. O arada bira zamlandı, ilk fırsatta kaçtık.
Sonra Kooperatif'e kaçtık. Orada bira içiyorduk ve ecnebiler bizim müziğimizden çalıyorlardı. Etnik metnik takılıyorlardı oysa biz etnik kotamızı Eski Beyrut'ta doldurmuştuk ve ilk fırsatta kaçtık.
Eloy dedim \m/ yaptım. Gençlik günlerimiz dedim, 17 yaş anılarımı anlatmaya hazırlanıyordumki Eloy bomboştu tozu dumana katıp ilk fırsatta kaçtık.
Bohem dedik yarı boştu, Thales dedim yarı doluydu. Biz materyalisttik, ikisi bize birdi. Fırsat vermeden kaçtık. Bir de baktık Papilon diye bir yerdeyiz. Orası çok ilginç. İlk fırsatta bir ziyaret edip uzun metraj film çekeceğim. Bir apartman dairesi: En üst katta Papilon. Papilon dediğimiz: Bol yılbaşı ışıklarıyla süslenmiş, çok koltuklu, salıncaklı, biraz şirin, biraz tarz bir "kızı ilk buluşmada götürme mekânı". Alt katında tarkanlı serdarlı merdarlı gay bar. Daha alt katında Haydar isimli rock bar. En altta da Mimar Sinanlıların underground mekanı Machine. Machine hepsinin birleşmiş hali. Uzun metraj filmimiz de şöyle olacak: En üstten en alta içe içe gidilecek. Senaryoyu yaşadıklarımız belli edecek. Birkaç loserın sarhoş olmasını izlemekten keyif alan birileri varsa haber versin arkadaşlarımı çağırıp filmi çekeyim. Film böyle. Gerçek hayatta Papilonda bize bira verdiler. Biranın adı Pera. Pera'yı dünyada seven tek kişi benim. Kendileri all inclusive oteller için üretilmiş ucuz bira. Ben mutlu mutlu biramı içtim. Yol arkadaşlarım pek memnun olmadılar ve biz terkeyledik. Terkeylerken alt katlara baktık hepsi yarı boştu. Biz de apartmanı terkeyledik. Biz apartmanı terkeyledik ve Machine kapalıydı. Oysa Machine açık olsaydı her şey daha değişik olabilirdi. Machine açık olsaydı bu yazı sıkıntıdan yazılıyor olmazdı. Gerçekten değişik bir şeyler yaşayabilirdik ve ben "Vuhu neler oldu lan!" diye bir şeyler yazmaya başlardım belki. Neyse...
Biz mekanı terkeyledik ve içimizdeki \m/ parmaklarını kıpırdatmaya başladı. İşaret ve serçe parmaklar ileri geri hareket ediyorduki biz kendimizi DoRock'ta buluverdik.
Kendimizi DoRock'ta bulduk ve konser vardı. Grubun vokalisti yoğun metal müzik sayesinde östrojen hormonunu kurutmayı başarmış bir hanımdı. Östrojen salgılayan bezlerini o kadar başarılı bir şekilde kurutmuştu ki Ece ısrarla onun bir drag queen olduğunu iddia etti. Biz ne kadar uğraştıysak da onu ikna edemedik. Arada konuştuğunda Ece'ye katılacak gibi olsam da kendimi tuttum. Yok aslında drag queen falan değildi...

Hiç yorum yok: