Herbetiz bultan ya kodek!

Perşembe, Ağustos 25

Derbend Dağı'na Tırmanış 22 Ağustos

21 Agustos gecesi otelimize girmeden evvel tanistigimiz Emir'le birlikte bugun Derbend'e gitmek uzere sozlestik. Sabah kalktik, Emir'le konustuk. Bu gece bu otele para verir miyiz emin degiliz o yuzden cantalarimizla birlikte ciktik. Emir telefonla konusuyordu, rahatsiz etmedik, telefonuna Irancell kartimizla mesaj atip kactik. Ondan haber alana kadar Ulusal Sanatlar Muzesi'ne gidelim dedik. Yalniz sokakta bir gariplik vardi. Otelin onundeki karinca yuvasi gibi olan cadde bombostu. Gunlerdir ha geldi ha gelecek dedigimiz yas gunu bugunmus. 21 Ramazan yani Ali'nin olum yildonumu. Sokakta gordugumuz tek tuk insanlarin hepsi siyah giyinmisti. Yas gununu tam olarak kestiremiyorduk cunku pek cok insan geldigimizden beri yas tutuyordu. Pek cok dukkanin onunde siyah bayrak daha gittigimiz gunden asiliydi. Neyse biz daha caddemizde 5 adim attik ki kocca bir cip yanimizda durdu ve Ingilizce bu sokakta ne yaptigimizi sordu. Buralar tehlikeli yerler gencler dikkat edin kendinize falan dedi. E dedik bizim otelimiz burda. Ulusal Sanatlar Muzesi falan dedik atlayin mukemmel cipime de gezdireyim dedi. Baktik her yer kapali.
Simdi burada biraz Tahran'in sosyal cografyasindan bahsetmek lazim. Kuzey zengin, guney fakir. Bizim otel de guneyde tabii. Bu abi tuttu bize kuzeyde guzeeel bir tur attirdi.

Sonra bizi Derbend'in kiyisinda birakti. Derbend Emir'le gitmek uzere sozlestigimiz yerdi, sansliydik. Once biraz cami gezdik. Zira yas gunu herkes akin akin camiye gidiyor.

Iran'da cami sayisi epey az. Sehirde 3 gun gezince en fazla 3-4 tane cami gorebiliyorsun. Ama hepsinin rengi o kadar guzel bir mavidenki hepsi o rengiyle bizim icin bile gorulesi bir yer haline geliyor. Dedigim gibi guzel turkuaz renkli camide yas var. Bir gorevli gelip Su'yu carsaf giymesi hakkinda uyariyor. Ona giymesi icin beyaz bir carsaf veriyorlar. Carsaf dediysem bildigimiz yatak carsafi aslinda. Caminin icine girdim. Agiir mi agir bir haci yagi kokusu burna carpiyor. Ama oyle boyle degil. Caminin icinde butun duvarlar aynayla kapli. Aynayla kapli duvarlar step salonu gibi degil elbet. Buradaki aynalari keserek cilgin sekiller yaratmislar. Milyarlarca aynanin icindeymissiniz gibi bir his yaratiyor. Bir insan nasil namaza konsantre olur burada bilemedim. Ayrica namaz kilanlara da sifir saygi. Mesela burada secdeye vardiginda kafanin dogal bir nesneye degmesi gerekir. O yuzden herkes kafasinin degecegi yere bir namaz tasi (muhur) koyar. Adam tutuyor namaz kilan kisiyle muhurun arasindan geciyor. Neyse camiyi fazla anlattim. Biz camiden ciktik Derbend'e geldik. Emir bizimle biraz takildi sonra gitti.

Derbend'e tirmanirken 1-2 saatlik tirmanma mesafesinde bir hostel ve kamp alani oldugunu ogrendik, basladik tirmanmaya. 1 saat tirmandiktan sonra soruyoruz 2 saatlik daha tirmanis var diyorlar. 1.5 saat sonra soruyoruz 1.5 saat daha var diyorlar. Bu arada Tahran'da herkes manyak gibi trekking ya da tirmanis yapiyor. Herhalde dedim bugun yas gunu diye bu kadar cok. Butun dukkanlar kapali milletin isi gucu yok tirmaniyor herhalde dedim. Cunku nerden baksan biz daga cikarken inen en az 50 kisi gormusuzdur. Aslinda tam tersiymis. Ramazan diye oruc tuttuklari icin tirmanmiyormus kimse. Normalde bunun 2-3 kati daha fazla tirmanilirmis. Neyse biz "Ha gayret bir saat daha, iki saat daha." derken tam alti saat boyunca tirmanis yaptik. Gotumuzden ter damlarken aldigimiz ders Iran'da zaman mefhumunun oturmamis olduguydu.
Tepeye ciktik. Tepede Shirpala adinda mukemmel bir hostel var. Modern bir han. Tek problemi Iranlilardan 4000 tumen alirken bizden 10000 tumen istemesiydi. Aslinda o parayi hakedecek turden bir yerdi ama biz bu ayrima cok kirildik ve bahcesinde kamp yaptik. Oradaki manzarayi anlatmaya benim kelimelerim yetmiyor. Tarif etmeye calisayim: 2500 metre yukseklikten butun Tahran'i goren manzara daglar tarafindan V harfi seklinde kesiliyor. Bir V harfinin arasindan biz Tahran'i izleyerek uyuduk.

Hiç yorum yok: