Herbetiz bultan ya kodek!

Cumartesi, Eylül 10

Ayrilik Canlari

Normalde bir rotamiz vardi. Kuzeyde en meshur sehirleri soyle bir gezip guneye guneye gidecektik. Siraz'da karsilastigimiz Ozcan Yurdalan ve ekibi bunun imkansizligina ikna ettiler. Sonra tuttuk yeni bir rota cizdik. Delhi'den basliyor, bir spiral ciziyor, Nepal'e guneyinden girip, batisindan cikiyor, Hindistan'in kuzeyini gezip Delhi'ye bir noktada Udaipur'da bitiyordu. Icten disa dogru bir spiral. Jaipur'da turla gezen bir Alman'la konustum, benim cizdigim rotanin hemen hemen aynisini uyguluyorlarmis.
Lakin baktik sehir hayati bize dar gelmeye basladi. Dilenciler, riksacilar, surekli korna sesleri, her gelen Hintli'ye kaziklayacak gozuyle bakan bizler hem vucut hem ruh acisindan yorulduk. Benim rotam 2-3 sehir daha gezdikten sonra huzurlu noktalara gidiyordu ama hicbirimizin 2-3 sehir gorecek hali yok.
Bu noktada hemfikiriz. Sehirden kacmak istiyoruz. Lakin dag isteyen mi dersin, deniz isteyen mi dersin, col isteyen mi dersin, eski rota cok iyiydi diyen mi istersin kararsiz kaldik. Bunun uzerine calmaya baslayan ayrilik canlari kendilerini duyurdular ve bugun farkli yonlere dogru biletler aldik.
Su; Goa'ya, Bogac ve ben; Abu Dagi'na ardindan Jaisalmer Colu'ne, Cengiz de eski rotayi aynen takip edip Agra'ya Tac Mahal gormeye gidiyor. Sonra belki geri bulusuruz dedik ama kim bilir? Ben Jaisalmer'den sonra kuzeye cikip seyahatimi bitirmeyi planliyorum ama bu seyahatten ogrendigim tek sey Hayatin, ben baska planlar yaparken basima gelenler oldugu oldu.
Yarin aksam Mount Abu, ardindan heyecanla bekledigim col.

Hepinize sevgi saygi.

Hiç yorum yok: